BAĞIMSIZ DENETİM MESLEĞİNİN KIRILMA NOKTALARI
BAĞIMSIZ
DENETİM MESLEĞİNİN KIRILMA NOKTALARI
I.GİRİŞ
Değerli ve sevgili meslektaşlarım, daha önce “Mali
Müşavirlik Mesleğinin Kırılma Noktası” başlıklı yazımız ile mali müşavirlik
mesleği ile ilgili geçmişte yapılan hataların günümüze olan etkilerini
değerlendirmiştik. Bu yazımızda ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun
yasallaşma sürecinde başlayan ve günümüze kadar devam eden sürede bağımsız
denetim mesleğinde yaşanan kırılma noktalarını
değerlendireceğiz.
Türk Dil Kurumu tarafından Kırılma Noktası “Bir olay veya gelişmenin ulaştığı en duyarlı an veya durum” olarak tanımlanmaktadır.

1987 yılında Türk ticaret hayatına giren bağımsız denetim şüphesiz en
büyük değişimini 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanununu ile yaşamıştır. Bu süre zarfında yayımlanan 660 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu” kurulmuş
ve ardından Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından hazırlanan “Bağımsız Denetim
Yönetmeliği” ile Türkiye’de bağımsız denetim olgusu tamamen değişmiştir.
01.07.2012 tarihinden günümüze kadar oluşan ve meslek mensuplarını umutlandıran,
hüzünlendiren ve yeri geldiğinde hayal kırıklığı yaşamasına neden olan bu meşakkatli
sürecin kırılma noktaları makalemizin konusunu oluşturmaktadır.
Konu
|
6102 Sayılı TTK ve 6103 Sayılı
Uygulama Kanunu
|
6335 Sayılı Kanun ile kabul edilen
metin
|
Defter
tutma yükümlülüğü
|
Ticari
defterler Türkiye Muhasebe Standartlarına göre tutulur.
|
VUK
hükümlerinin defter tutma ve kayıt zamanı ile ilgili düzenlemeleri
uygulamasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır. Türkiye Muhasebe Standartları’na
göre defter tutma zorunluluğu konusundaki düzenlemeler metinden
çıkarılmıştır.
|
Bağımsız
denetçi rotasyonu
|
Bağımsız
denetim kuruluşunun rotasyonuna ilişkin ortak denetçi rotasyonu
öngörülmüştür.
|
On yıl içinde
toplam yedi yıl denetçi olarak atanan bağımsız denetim kuruluşu ya da
bağımsız denetçi üç yıl geçmedikçe denetçi olarak yeniden seçilemez ancak Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu bu süreleri kısıtlamaya
yetkilidir. Evvelce ilgili mevzuatları uyarınca seçilmiş bağımsız denetim
kuruluşlarının denetimde geçen süreleri bu sürelerin hesaplanmasında dikkate
alınır.
|
Bağımsız
denetim faaliyetini gerçekleştirebilecek olanlar
|
Denetçi, ancak
ortakları, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını
taşıyan bir bağımsız denetleme kuruluşu olabilir. Orta ve küçük ölçekli
anonim şirketler, bir veya birden fazla yeminli mali müşaviri veya serbest
muhasebeci mali müşaviri denetçi olarak seçebilirler.
|
Denetçi,
bağımsız denetim yapmak üzere kanun ile yetkilendirilmiş yeminli mali
müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişiler ve/veya
ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketi olabilir. Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre yeminli
mali müşavirlik hakkını kazanmış olan meslek mensupları ile mülga 3143 sayılı
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 6762
sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre ticaret şirketleri nezdinde
denetim yetkisine en az on yıldır sahip olanlar, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumunca öngörülen eğitimi tamamlamış olmaları halinde
sınav veya başkaca bir şart aranmaksızın bağımsız denetçi olarak
yetkilendirilir.
|
Bağımsız
denetim yükümlülüğü
|
Tüm sermaye
şirketlerine bağımsız denetim yükümlülüğü getirmektedir.
|
Bağımsız
denetime tabi olacak şirketler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecektir.
|
Bağımsız
denetçinin olumsuz görüş yazısı hazırlaması
|
Olumsuz görüş
yazılan veya görüş verilmesinden kaçınılan durumlarda genel kurul, söz konusu
finansal tablolara dayanarak, özellikle açıklanan kar veya zarar ile doğrudan
veya dolaylı bir şekilde ilgili olan bir karar alamaz.
|
Olumsuz görüş
yazılan veya görüş verilmesinden kaçınılan durumlarda dahi genel kurul kar
veya zarar ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgili olan bir karar
alabilecektir.
|
II.
BAĞIMSIZ DENETİM MESLEĞİNİN KIRILMA NOKTALARI
A.6335 Sayılı Kanunun
Bağımsız Denetime Etkileri,
Bize
göre bağımsız denetim sürecinin ilk hayal kırıklığı ve hüsranıdır. Ne yazık ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun
yürürlüğe girmesine günler kala yayımlanan 6335 sayılı “Türk Ticaret Kanunu ile
Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun” ile Türk Ticaret
Kanunun dengesi alt üst edilmiş, tabiri caiz ise Türk Ticaret Kanunun genetiği
ile oynanmıştır. Tabi bu değişiklikten bağımsız denetim de payını almıştır.
İsterseniz
6335 sayılı kanun ile bağımsız denetim mesleğinde yapılan değişiklikleri aşağıdaki
tabloda inceleyelim.
Muhakkak yukarıda yapılan
düzenlemelerin en önemlisi önceki
hali ile defter tutma ve kayıt işlemlerinin tamamı, Türkiye Muhasebe
Standartlarına göre yapılması zorunlu iken, yetkinin Vergi Usul Kanunu’na
bırakılması ve tüm sermaye şirketleri bağımsız denetim yükümlülüğüne
girmekteyken, bundan vazgeçilerek
bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesidir.
Yapılan bu değişiklikler ile 6102
sayılı Türk Ticaret Kanunun temelini oluşturan ve bağımsız denetime ait önemli
maddeler bu şekilde budama işlemine tabi tutulmuştur.
B.Bağımsız Denetimin,
Kurumlar Tarafından Paylaşılamaması ve Yaşanan Anlaşmasızlıklar
Bize
göre bağımsız denetim sürecine, en büyük zararı veren olaydır. 6102 sayılı
kanunun yayınlanmasından önce başlayan ve süreç içerisinde devam eden, bağımsız
denetim mesleğinin paylaşılamamasından kaynaklanan kurumlar arası
anlaşmazlıklar, bağımsız denetim sürecini olumsuz yönde etkilemiştir. Yaşanan
bu çatışmalar ve çekişmeler bağımsız denetim sürecine katkı sağlayacak
kurumların enerjilerini ve kaynaklarını bağımsız denetim yerine kendi
çekişmelerine harcamalarına neden olmuştur.
Eğer Kurumlar arası çatışma yerine, birlikte
hareket etme ve ekip olma duygusu sağlanabilse idi muhakkak şuan bağımsız
denetim hakkında farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
C.Gençlerin Bağımsız denetim
sürecinin dışında bırakılması

Hakkaniyet açısında
değerlendirdiğimizde, meslek mensuplarının 15 yıllık mesleki tecrübe şartı
olmadan tamamının yetkilendirilmesi veya tamamının sınava tabi tutulmasının
daha doğru olacağı düşüncesindeyiz.
D.Uluslar arası Bağımsız
Denetim Yerine Türk Usulü Bağımsız Denetim Tercih Edilmesi
Bize göre bağımsız denetim sürecinin milli duygularımızı
kabartan olayıdır. Kamu Gözetimi
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK), Türkiye Muhasebe Standartlarının
uygulama kapsamını belirleyen ve 26.08.2014 tarih ve 29100 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 26 sayılı Kurul Kararında,
1- Ekli listedeki kurum, kuruluş ve işletmelerin 1/1/2014
tarihi ve sonrasında başlayan hesap dönemlerine ilişkin münferit ve konsolide finansal tablolarının hazırlanmasında
Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulanmasına,
2- Ekli listede yer almayan kurum, kuruluş ve işletmelerin
de münferit veya konsolide finansal
tablolarının hazırlanmasında isteğe bağlı olarak Türkiye Muhasebe
Standartlarını uygulayabileceğine,
3- Yukarıdaki kapsama dâhil olmayanlar için Kurumca bir
belirleme yapılıncaya kadar yürürlükteki mevzuatın uygulanmasının devamına,
karar vermiştir.
Kamu Gözetim Kurumunun bu
kararı ile Bakanlar Kurulu kararına göre bağımsız denetime tabi olacak birçok
şirket TMS uygulama zorunluluğu kapsamından çıkarılmıştır.
Yine 01.11.2014 tarih ve 29162
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 33 sayılı Kurul Kararı ile 26 sayılı Kurul
Kararında değişiklik yapılarak, Türk Ticaret Kanununa göre bağımsız denetime
tabi olan şirketlerin, 01.01.2014 tarihinden önce başlayan hesap
dönemlerine ait olup henüz hazırlanmamış veya genel kurula sunulmamış finansal
tablolarının hazırlanmasında da isteğe bağlı olarak Türkiye Muhasebe
Standartlarını uygulayabilecekleri düzenlenmiştir.
Kamu Gözetim Kurumunun almış olduğu bu
kararlar ile Vergi Usul Kanunun göre oluşturulan mali tablolar ile bağımsız denetim yapılabileceği ortaya
çıkmaktadır. Tabi şunu da düşünmeden edemiyor insan “bu bağımsız denetimin
misyonuna ve doğasına aykırı değil mi?”
III.
SONUÇ
Tüm ticari defterlerin Türkiye
Muhasebe Standartlarına göre tutulması ve tüm sermaye şirketlerinin bağımsız
denetim tabi olması ile başlayan bağımsız denetim süreci ve gelinen noktada, Vergi
Usul Kanuna göre hazırlanan mali tablolar ile bağımsız denetim yapılabileceği, sürecin
sanki ileriye doğru değil de geriye doğru işlediği izlenimini bırakıyor.
Bağımsız denetim
sürecinde yaşanan bu karmaşa ve aksaklıkların tamamen Türk milli stratejimiz
olan “kervan yolda düzülür” den kaynaklandığını düşünmekteyiz. Muhakkak zaman
içerisinde yaşanan aksaklıklar ve sıkıntılar giderilecektir. Bu konuda kimsenin
şüphesi olmasın. Belki birkaç yıl sonra bunların hiç birini konuşmayacağız.
Peki, bu süreç içerisinde,
mesleğin gelişimini sağlayacak ve mesleğe uluslar arası arenada yön verecek
olan gençler nerede? Bizim oluşturduğumuz, sınav kuyruklarında, iş
peşinde, aş peşinde, hak peşinde…
Peki ya adalet?
Makalemizin sözü; “İyi
olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.” Victor
Hugo
Hoşça Kalın…
SMMM
İsmail TEKBAŞ
Gaziantep SMMMO
Meslek İçi Eğitim ve Mevzuat Komisyonu Üyesi
KAYNAKÇA
Bağımsız Denetim Firmaları Bakış Açısıyla
Türkiye Bağımsız Dış Denetim Sisteminin Değerlendirilmesi Araş.Gör.Adnan DÖNMEZ
Prof. Dr. Ayten ERSOY
Erdem Yeminli Mali Müşavirlik Ltd Şti Sirküleri
Rödl & Partner Danışmanlık Hizmetleri Ltd.
Şti. Bağımsız Denetim Sirküleri
Kamu Gözetim Kurumu Kurul Kararları
Ernst&Young Türkiye Sirküleri
Yorumlar
Yorum Gönder