Gelir Vergisi Kanun Tasarısında Yıllara Yaygın Taahhüde Dayalı İnşaat Ve Onarım İşlerinde Önemli Düzenleme
I.
GİRİŞ
Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nde uzun süredir yasalaşması beklenen, daha basit ve anlaşılır
bir vergi sistemi oluşturmak amacıyla hazırlanan “Gelir
Vergisi Kanun Tasarısı” aynı zamanda Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanun’larını
tek bir çatı altında toplamaktadır. 10
Aralık 2015 tarihinde 64. Hükümet tarafından kamuoyuna açıklanan “2016 Eylem
Planı” çerçevesinde Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nın 21 Haziran 2016 tarihine kadar yürürlüğe gireceği öngörülmektedir.
Bu yazımızda, yıllardır Gelir
İdaresi ile Danıştay arasında görüş farklılığına yol açan, birden fazla takvim
yılına yaygın taahhüde dayalı inşaat ve onarım işlerine ilişkin avanslar dâhil
hakediş bedellerinin çeşitli şekillerde (mevduat faizi, repo vb.) değerlendirilmesinden
doğan gelirlerin, işin bitiminde mi
yoksa elde edildiği yıl mı kazanç sayılarak vergilendirilmesi gerektiği hakkında
Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı’nda yapılan düzenleme yazımızın konusunu
oluşturmaktadır.
II.
GELİR VERGİSİ KANUN TASARISI
HAKKINDA ÖZET BİLGİ
Bilindiği üzere, 193 Sayılı Gelir
Vergisi Kanunu 1960 yılında kabul edilmiştir. 53 yıldır uygulanan bir kanun
olup, şimdiye kadar 76 kanunla değişiklik yapılmıştır. Ek, geçici ve mükerrer madde sayısı 210’u
aşmıştır. Tasarıyla Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu “Gelir Vergisi Kanunu” olarak tek çatı
altında toplanacaktır. Böylelikle gelir
vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri sadece “Gelir Vergisine”
tabi olacaklardır.
Gelir
Vergisi Kanun Tasarısı’nda; basitlik, sadelik, kolay anlaşılabilirlik, vergiye
uyum maliyetinin azaltılması ve verginin tabana yayılması ilkeleri esas alınmıştır.
Ayrıca yine tasarıda yer alan gelir vergisine ilişkin 7 temel hedef
gerçekleştirilmek istenmiştir. Bunlar;
·
Gelir ve
kurumlar vergisinin birleştirilerek tek bir vergiye indirgenmesi,
·
Beyanname
veren vergi mükellefi sayısının arttırılması,
·
Vergi tabanı genişletilerek
ve istisnaların daraltılması,
·
İstihdamı,
üretimi, tasarruf ve yatırımları teşvik etmek,
·
Vergi
güvenliği arttırılarak, vergiye gönüllü uyumu güçlendirmek,
·
Sosyal ve çevresel
politikalara uyumlu yeni düzenlemeler yapmak,
·
Bakanlar
Kurulu’nun yetkilerini arttırmak.
Tasarının Genel Özellikleri
·
Tasarı
toplamda 1 adet geçici madde olmak üzere toplamda 92 maddeden oluşmaktadır.
·
Tasarıya göre
hem gerçek kişilerin gelirleri, hem de kurum kazançları “Gelir Vergisine” tabi tutulacaktır.
·
Kurumlar
vergisi ibaresi kaldırılmaktadır.
·
Tasarı da
gerçek kişilerin gelirleriyle, kurum kazançlarının vergilemesi bir bütün
halinde aynı bölümlerde düzenlenmiştir.
Maliye Bakanlığı yeni Gelir Vergisi Kanun’unun,
kamu finansmanını sağlam temellere dayandıran, katma değeri yüksek üretimi
destekleyen, uluslararası iyi uygulama örnekleri ışığında; mükellef odaklı,
etkin, verimli ve adil bir vergi sistemi oluşturulması amaçlayan bir kanun
olacağının altını çizmiştir.
III.
193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU
KAPSAMINDA BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA
İŞLEMLERİNDE AİT KAZANÇLARIN VERGİLENDİRLMESİ
193 Saylı Gelir
Vergisi Kanunun 42. Maddesine göre; yıllara sari inşaat, onarım ve yapım
işlerinde kar veya zarar, işin bittiği yılda, o yılın beyannamesinde
gösterilerek vergilendirilir. Yani yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan
mükelleflerin, işin devam sürecince elde ettikleri hakedişleri ve yaptıkları
giderler nedeniyle her yıl itibariyle kâr ya da zarar beyanında bulunmayacaklardır. Vergilendirme açısından sağlanan bu avantajın karşılığı
olarak da yıllara sari inşaat ve onarma işleri kapsamında yapılan hakediş
ödemeleri üzerinden stopaj yoluyla vergi alınması usulü benimsenmiştir.
Gelir Vergisi Kanunun göre yıllara sari inşaat ve onarım
işinden söz edebilmek için bazı koşulların bir arada olması gerekir.
a) Faaliyet konusu inşaat
ve onarım işi olmalı,
b) İnşaat ve onarım işi
birden fazla yıla sirayet etmeli,
c) İnşaat ve onarım işi
resmi veya özel taahhütlere bağlı olarak yapılmalıdır.
Harici olarak, özel inşaat işlemleri ile ilgili 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanun’da hiçbir açıklamaya yer verilmemiştir. Şuan ki geçerli
düzenlemenin aksine özel inşaat işlemleri ile ilgili hususlar yeni Gelir
Vergisi Kanunu Tasarısı’nın 14. Ve 15. Maddelerinde düzenlenmiştir.
Gelir Vergisi
Kanunu açısından yıllara sari inşaat onarım ve yapım işlerinde elde edilen
kazançların işin bittiği yılda vergilendirilmesi hususu Gelir Vergisi Kanunun
42. Maddesinde net olarak hüküm altına alınmıştır. Ancak İlgili kanun da işin
devamı sırasında elde edilen hakediş bedellerinin çeşitli şekillerde (mevduat faizi, repo vb.) değerlendirilmesinden doğan gelirlerin, işin bitiminde mi yoksa elde edildiği yıl mı
vergilendirilmesi gerektiği konusunda bir düzenleme bulunmadığından dolayı, bu
konu da Gelir İdaresi ile Danıştay arasında yıllardır süre gelen bir görüş
ayrılığı bulunmaktadır.
Gelir İdaresinin görüşü: "Yıllara
yaygın inşaat ve onarım işlerinde hakediş bedellerinin gelir getirici finansal
araçlarda değerlendirilmesi sonucunda elde edilen kur farkı, faiz, vb.
gelirlerin yıllara yaygın inşaat ve onarım işi ile ilişkilendirilmeyip,
doğrudan gelirin elde edildiği yılın kazancı olarak beyan edilmesi
gerekir"
Danıştay’ın görüşü: “Gelirlerin
inşaat ve onarma işin bir türevi olduğunu, inşaat işi dışında ayrı bir ticari
organizasyon sonucu elde edilmediğini, hak edişin bir unsuru, türevi olarak
değerlendirilmesi gerektiğini, dolayısıyla inşaat işinin sonunda elde edilen
vergiye tabi kazancın belirlenmesinde hak edişlerle birlikte göz önünde
tutularak vergilendirilmesi gerektiği” yönündedir.¹
IV.
GELİR VERGİSİ KANUN TASARISINDA
YILLARA YAYGIN TAAHHÜDE DAYALI İNŞAAT VE ONARIM İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ DÜZENLEME
Yıllara yaygın taahhüde dayalı
inşaat ve onarım işleri tasarının 13.maddesinde düzenlenmiş olup, Gelir İdaresi
ile Danıştay arasındaki görüş ayrılığına neden olan “birden
fazla takvim yılına yaygın taahhüde dayalı inşaat ve onarım işlerine ilişkin
avanslar dâhil hakediş bedellerinin çeşitli şekillerde (mevduat
faizi, repo vb.) değerlendirilmesinden doğan gelirlerin, işin bitiminde mi yoksa elde edildiği yıl mı
kazanç sayılarak vergilendirilmesi gerektiği” hususu aşağıda da görüldüğü
üzere idarenin lehine olacak şekilde düzenlenmiştir.
İlgili maddenin 1. ve 2. Fıkrası;
(1)
Dekapaj işleri dâhil birden fazla takvim
yılına yaygın taahhüde dayalı inşaat ve onarım işlerinde kâr veya zarar işin
bittiği yıl kesin olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak
mezkûr yıl beyannamesinde gösterilir.
(2) Birinci fıkra kapsamındaki işlere
ilişkin avanslar dâhil hakediş bedellerinin değerlendirilmesinden doğan
gelirler elde edildiği yılın kazancı sayılır.
Böylelikle
tasarıda mükelleflerin tereddüt ettikleri bir husus kanun kapsamında hüküm
altına alınarak, yıllara yaygın taahhüde dayalı inşaat ve onarım işleri ile
ilgili olarak alınan hakediş bedellerinin (avanslar dâhil) çeşitli şekillerde (mevduat
faizi, repo vb.) değerlendirilmesinden doğan gelirlerin, bu gelirlerin elde
edildiği yılın kazancı sayılarak vergilendirileceği belirtmiştir.
V.
SONUÇ
Sonuç olarak, birden fazla takvim yılına yaygın taahhüde dayalı
inşaat ve onarım işlerine ilişkin avanslar dâhil hakediş bedellerinin çeşitli
şekillerde (mevduat faizi, repo vb.)
değerlendirilmesinden doğan gelirlerin, ne zaman vergilendirilmesi gerektiği
uzun yıllardır yargının ve idarenin arasında farklı görüşlere neden olmuştur. Tasarı
da idare ve yargı organları arasındaki görüş farkı idarenin lehine olacak
şekilde düzenlenmiştir. Tasarının 13.maddesi 2.fıkrasında avanslar dâhil
hakediş bedellerinin değerlendirilmesinden doğan gelirler (mevduat faizi, repo vb.) elde edildiği yılın kazancı sayılacağı şekilde
düzenlenmiştir.
Uygulamada tereddüt edilen inşaat
işlemleri ile ilgili konularda ve özellikle mevzuatta yer almadığı için
sıklıkla gereksiz tarhiyatların yapılmasına neden olan özel inşaat işlemleri
ile ilgili kanun kapsamında düzenleme yapılmasının olumlu bir gelişme olduğu
düşüncesindeyiz.
Makalenin Sözü : " Dik tepelere tırmanmak için
başta yavaş yürümek gerekir.” William
Shakespeare
Dipnot:
1- Yıllara yaygın işi yapanların sözleşme gereği
yabancı para cinsinden elde ettiği istihkak bedellerinin bankada tutması nedeniyle
oluşan kur farkı ve faiz gelirlerinin birden fazla takvim yılına sirayet eden
inşaat ve onarım işinin hasılatı olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesi
uyarınca işin bittiği tarihte beyan edilmemesi gerektiği hk.(Danıştay 4. Dairesinin 08/06/1994 gün ve E.1994/581, K.1994/3495
sayılı kararı).
Şirket ortaklarının işletmeden çektikleri nakitler
ile ortakların nam ve hesabına yapılan ödemelerden tahakkuk
ettirilen faiz gelirinin, kaynağı inşaat işinden
alınan hakedişler olduğundan işin bitim tarihinde vergilendirilmesi gerektiği
hk. (Danıştay 4. Dairesinin 26/10/2004
gün ve E. 2004/477, 2004/2092 sayılı Kararı).
Yıllara sari taahhüt işin yapan davacının
hakedişlerini repo, döviz tevdiat hesapları ve Devlet tahvillerinde
değerlendirirerek elde ettiği faiz ve kur farkı
gelirinin taahhüt işi dışında ayrı bir faaliyetten elde edilmiş
sayılamayacağı ve taahhüt işinden doğan kazanç ile
birlikte beyanı gerekeceği hk.(Danıştay 4. Dairesinin
27/10/2003 gün
ve E.2003/1545, K.2003/2569 sayılı kararı).
Yıllara sari inşaat işi nedeniyle alınan avannsların
değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirlerin de işin bitim tarihini takiben
beyanı gerektiği hk. (Danıştay 4. Dairesinin
16/01/2001 gün ve E.2000/896, K. 2001/193
sayılı kararı).
Kaynakça:
Maliye Bakanlığı Gelir
Vergisi Kanun Tasarısı
Yeni Gelir
Vergisi Tasarısı Üzerine Genel Değerlendirmeler Öz Mali Danışmanlık
Özel Eğitim A.Ş.
Altındağ Y.M.M.
Sirküleri
Yeni Gelir
Vergisi Tasarısı Üzerine Genel Değerlendirmeler Mazars Denge
Vergi Sorunları
Dergisi Doç.Dr.Özgür ÇATIKKAŞ
Yeni Gelir
Vergisi Kanunu Tasarısının Vergi Uyg. İlişkin Önemli Değişiklikleri Ali
ÇAKMAKCI
Yorumlar
Yorum Gönder