TÜRKİYE EKONOMİSİ MALİ AFLARA BAĞIMLI MI?
I.GİRİŞ
Bu yazı ellerinde
mükelleflere ait fatura ve evraklar ile kilometrelerce yol yürüyen muhasebeci
çıraklarına ithafen yazılmıştır.
03 Haziran 2014
tarihinde Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun 30. Genel Kurulu’na
katılan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın vergi yapılandırılması ile ilgili
açıklaması haber bültenleri tarafından kamuoyu ile “Cumhuriyet tarihinin en
büyük mali ve vergi affı yolda” söylemi ile
paylaşıldı.
02 Haziran 2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisini’ne, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri
tarafından sunulan “Bazı
Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlar ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Plan
Bütçe Komisyonu’nda uzun zamandır beklenen torba kanun ile birleştirilerek
görüşülmeye başlandı.
Bu yazıda ; “af ve yapılandırma kavramları çelişkisi,
dünyadaki vergi afları, Türkiye’de vergi
afları ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisi ve beklenen
af tasarısına ait belirgin düzenlemelere” genel anlamda değinilecektir.
II. AF VE YAPILANDIRMA KAVRAMLARI
ÇELİŞKİSİ
Türk Dil Kurumu tarafından af kelimesi “bir suçu, bir kusuru veya hatayı
bağışlama” yapılandırma ise genel
anlamda “oluşturmak, düzenlemek ve yapılı duruma getirmek” olarak
tanımlanmaktadır.
Toplumumuz tarafından
içeriği ne olursa olsun bu tür yasalar af olarak algılanmakta ve kamuoyunda büyük
bir heyecan yaratmaktadır. İşin trajedi tarafı ise bu heyecanın en fazla iki
veya üç taksit ödemesine kadar sürmesidir.
Yasayı çıkaran hükümetler ise tam tersi bunun
bir af olmadığını , tahsilatların hızlandırılmasına yardımcı olunması amacıyla
yapılan düzenlemeler olduğunu , ifade ve iddia etmektedirler.
Bilimsel yaklaşım
ile yasa, ceza ve faizleri içeren vergisel yükümlülüklerden
vazgeçilmesi hususunu kapsadığından af niteliğindedir. Diğer bir ifade ile
mükellefler tarafından zamanında yerine getirilmeyen vergi sorumlulukları
nedeniyle oluşan ceza ve faizlerden vazgeçildiğinden yapılandırmanın dışına
çıkılarak af kapsamına girilmektedir.
Nitekim beklenen
yasasının içeriğinde, “kurumlar vergisi
mükelleflerinin 31.12.2013 tarihi itibarıyla bilançolarında görülmekle birlikte
işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile ortaklardan alacakların vergi
dairesine beyan edilerek kayıtların düzeltilmesi imkânının sağlanması” ifadesi doğrudan bir af uygulamasıdır.
III. DÜNYADAKİ VERGİ AFLARI
Vergi
afları sadece Türkiye’ye has olmayıp, dünyanın bir çok, ülkesin de vergi ve
diğer kamu alacaklarına dair af uygulamaları ile karşılaşmak mümkündür. Vergi aflarını gelişmekte olan ve gelişmiş
ülkeler açısından değerlendirildiğinde, gelişmekte olan ülkelerde af
uygulamaları sık sık yapılmakta ve rutin bir uygulama haline geldiği
gözlenmektedir. Genel bir bakış acısı ile gelişmekte olan ülkelerde af
uygulamaları doğrudan bütçe açıkları ve siyasi çıkar güdüsü sonucu ortaya
çıkmaktadır.
Son otuz
beş yılda Hindistan’da yedi Arjantin’de yirmi bir kez vergi affına başvurulmuştur.
Burada başarı olarak, afların sayısı değil; afların
etkinliği, kayıt dışı kişilerin kayıt içerisine alınması ve vergi gelirlerinde
artış kıstas olarak alınmalıdır. Dünyada
başarılı olarak nitelenen en önemli vergi afları İrlanda (1998) ve Kolombiya
(1987) af uygulamalarına örnek olarak gösterilmektedir. Kolombiya’da 1987
yılında çıkartılan af uygulaması sonucunda, merkezi hükümetin bütçe açıklarının
%54’ü karşılanmıştır.
Yine Asya Cumhuriyetlerindeki afların temel nedenleri arasında; kayıt dışı
ekonominin payını azaltmak, yatırım ve devletin gelirlerini artırmak gibi faktörler
sayılmaktadır. Bu cumhuriyetler arasında örneğin Tacikistan’da 2003 vergi
afları ile vergi gelirleri artarken, Kazakistan’da 2001 vergi afları sonucunda
3000 başvuru ile yine vergi gelirlerinde artışlar meydana gelmiştir. Ancak
Kırgızistan 2007 vergi affının aynı etkileri ortaya koyduğu söylenememekle
birlikte, aksine vergi affı ile ne vergi gelirleri artmış ne de kayıt dışı
ekonomi ile mücadele edilebilmiştir.
Genel olarak değerlendirildiğinde af
yasalarına dünyanın bir çok ülkesinde karşılaşmak normal, ancak amaç, uygulama,
başarı ve devamlılık anlamında farklılık göstermektedir.
IV. TÜRKİYE’DE VERGİ AFLARI VE TÜRKİYE
EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Cumhuriyet
tarihi boyunca çıkarılan vergi affı yasası otuz iki adettir. 2000 yılında
günümüze kadar çıkarılan vergi affı yasası ise altı adettir. Geçmiş yıllar ile
ilgili vergi aflarını incelediğimizde ülkemizde bir af geleneği oluşmuştur.
Dönemler itibariyle çıkarılan vergi aflarının amaçları da farklılık
göstermektedir. Afların çıkarılış nedenleri olarak gelir elde etmek, idari
yargıdaki iş yükünü hafifletmek ya da ekonomik kriz dönemlerini atlatmak ve
ekonomi canlandırmak olarak sayılabilir.
2011 tarihinde
yürürlüğe giren, 6111 Sayılı yasada yapılan uzatmalar sonucunda yasa bilindiği gibi
30 Nisan 2014 tarihinde sona erdi. Yeni yasalaşacak olan vergi affı da 30 Nisan
2014 dönemi ve önceki dönemlere ilişkin kamu alacaklarını kapsadığından, sonuç olarak karşımıza bir bakıma kesintisiz
ve zincirleme bir aflar yasası çıkmaktadır.
Ülkemizde
bu kadar sık kesintisiz ve zincirleme olarak af yasaların çıkarılmasının nedeni
olarak, siyasi hamlelerin yanı sıra, vergi denetimlerinin yetersiz olması, ekonomik
kriz dönemleri ve bütçe açıklarının kapatılması kaygıları, ön plana çıkmaktadır.
Yıllar itibariyle incelenen
mükellef sayılarına baktığımızda, 2011
yılında 16.267, 2012 yılında 46.845, 2013 yılında 71.352 mükellef incelenmiştir.
İncelenen mükellef sayıları her yıl artmasına rağmen, genel mükellef sayısının %5’ne denk
gelmemektedir. Ve bu doğrultuda vergi afları devreye girmektedir.
Vergi aflarının
bütçeye etkisini inceleyecek olur isek, 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı
yasadan dolayı bütçenin kasasına giren toplam tahsilat tutarı 22 milyar
liradır. Özellikle 2010 Ocak-Ağustos
döneminde 14,4 milyar TL açık veren bütçe vergi affının etkisiyle 2011
Ocak-Ağustos döneminde 2,1 milyar TL fazla vermiştir. Bir önceki yıla göre
vergi artışlarındaki oran %22,1 olarak gerçekleşmiştir.
2013 yılında
çıkartılan, 6486 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Varlık Barışı) ile yurtdışında bulunan para, döviz, altın
vb. değerlere ait beyan edilen tutar 69 milyar TL olup, Türkiye getirilip
vergisi ödenen tutar 10 milyar TL’dir.
Ekonomik veriler göz
önüne aldığımızda vergi ve mali aflarının hem bütçeye hem de cari açığa
doğrudan pozitif etkisi reddedilemez.
V. BEKLENEN AF TASARISINA AİT BELİRGİN
DÜZENLEMELER
02
Haziran 2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan mali affı “Cumhuriyet
tarihinin en büyük mali ve vergi mali affı”
olarak belirtilse de, 2011 yılında yürürlüğe giren ve geniş bir mali af olan, 6111 sayılı yasada yer alan matrah artırımı,
stok affı, uzlaşma aşamasındaki tarhiyatlar gibi bir çok düzenleme bu yasa
tasarısı içerisinde yer almamaktadır. Yasa teklifinin haziran sonuna, kadar
yasalaşması düşünülmektedir.
ü
Vergi affı,
kesinleştiği halde ödenmeyen vergi, resim, harç, trafik para cezaları, motorlu
taşıtlar vergisi ve idari para cezaları olmak üzere on beşe aşkın vergi
kalemini kapsamaktadır.
ü 2014 yılına ilişkin
olarak 30 Nisan 2014 tarihinden önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi
cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, yine 30 Nisan 2014 dönemi ve
önceki dönemlere ait 5510 kapsamında yer alan Sosyal Güvenlik
Kurumu primleri alacakları, üzerinden tahakkuk eden gecikme zamlarından
vazgeçilerek, yeniden vergi asılları
üzerinden TEFE/TÜFE’ye oranlarına göre aylık değişimler hesaplanarak 2 aylık
dönemler halinde ödenmek suretiyle 18 taksitte yeniden yapılandırılacaktır.
ü 31.12.2013 tarihi
itibariyle bilançolarda görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa
mevcutları ve işletmenin esas faaliyetleri konusu dışındaki işlemler dolasıyla
ortaklardan alacakları kanun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna
kadar beyan edilip, %3 oranında vergi ödenerek düzeltilebilmelerine imkân
sağlanmıştır.
Yasanın en belirgin
uygulamaları yukarıdaki gibi olup, yasalaşma sürecinde de uygulamanın
genişletilmesi veya yeni düzenlemeler yapılması mümkün olabilmektedir. Hatta
yasa teklifi meclis komisyonunda daha yeni görüşülmesine rağmen, dağıtılmayan
karlar, emlak vergileri gibi bir çok düzenlemenin yasa içerisine dahil
edileceği hakkında söylemler konuşulmaya başladın bile…
VI. SONUÇ
Son dönemlerde
çıkarılan mali aflarının ekonomiye ve bütçeye katkısı kesinlikle tartışılmaz.
Konuyu genel olarak değerlendirdiğimizde; bu uygulamaların af mı yoksa yapılandırma
olduğu, vergisini zamanında ödeyen mükellefin cezalandırılıp
cezalandırılmadığı, vergi aflarının rutin veya alışkanlık haline gelip
gelmediği sorularının yanına bizce bütçenin vergi aflarına bağımlı hale gelip
gelmediği sorusu da eklenmelidir.
Makalenin sözü; “ İnsanın temel niteliği, tahmin edilemez
oluşudur.” L. Althusser
Hoşça Kalın…
SMMM
İsmail TEKBAŞ
Gaziantep SMMMO
Meslek İçi Eğitim ve
Mevzuat Komisyonu Üyesi
KAYNAKÇA
Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ile Bazı
Kanunlar ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı
Yrd. Doç. Dr. SEVİNÇ YARAŞIR, Vergi Afları ve Türkiye’deki Vergi Aflarının
Değerlendirilmesi
Yrd. Doç. Dr. Fatih SAVAŞAN, Vergi Afları
Teori ve Türkiye Uygulamaları Vergi Afları ve Türkiye’de Vergi Aflarının
Değerlendirilmesi
Nihat
EDİZDOĞAN, Erhan GÜMÜŞ
Yrd.Doç.Dr. Veli KARGI, Türkiye’de Vergi Aflarının Vergi Geleceğine
Etkisi
Yorumlar
Yorum Gönder