Seçim Bitti, Peki Şimdi Ne Olacak?
Seçim
belirsizliğinin ortadan kalkması ile birlikte, gelişmekte olan ülke para
birimlerine göre TL pozitif ayrışmakta. Seçim öncesi riskten kaçan yabancı
fonların, seçim sonrası Türk varlıklarına girişlerinin hız kazandığını
söyleyebiliriz. Yurt dışında yerleşik kişiler, geçen hafta net 225,4 milyon
dolarlık hisse senedi, 131,5 milyon dolarlık DİBS ve 2,6 milyon dolarlık Şirket
Borçlanma Senetleri aldı. Seçimden sonra, USD karşısında %1,53 değer kazanan
TL, EM paraları içindeki en iyi performansı gösterdi. Şunu söylemekte fayda
var; faizlerin yüksek ve borsanın ucuz olması, yabancılar açısından Türkiye’yi
caiz kılmakta. Diğer taraftan yurtiçi yerleşiklerin kıymetli maden dâhil
yabancı para mevduat ve fonları 22 Haziran ile seçim öncesi biten haftada 2,3
milyar dolar azalışla 163,9 milyar dolar oldu.
Seçim Sonrası Neler Olacak?
Seçim sonrası piyasalar tarafından merakla beklenen en önemli konuların başında, oluşacak kabinede ekonomi ve maliye yönetiminin başına kimlerin geçeceğidir. Harici olarak, piyasalar tarafından merak edilen diğer bir konuda, seçim sonrası yeni yönetimin ekonomi ve maliye politikaları konusundaki yönün ne olacağı ve alacağı kararlardır. Yüksek büyüme iştahı ve genişlemeci maliye politikalarına devam mı edilecek, yoksa öncelikli hedef yüksek enflasyon ve cari açıkla mücadele mi olacak? Bu noktada yeni siyasi iktidarın yönünü belirleyecek olanın, Türkiye’nin şu anki ekonomik değerlerinin olduğunu söyleyebilirim.
İsterseniz o değerlere bir göz atalım;
Seçim Sonrası Neler Olacak?
Seçim sonrası piyasalar tarafından merakla beklenen en önemli konuların başında, oluşacak kabinede ekonomi ve maliye yönetiminin başına kimlerin geçeceğidir. Harici olarak, piyasalar tarafından merak edilen diğer bir konuda, seçim sonrası yeni yönetimin ekonomi ve maliye politikaları konusundaki yönün ne olacağı ve alacağı kararlardır. Yüksek büyüme iştahı ve genişlemeci maliye politikalarına devam mı edilecek, yoksa öncelikli hedef yüksek enflasyon ve cari açıkla mücadele mi olacak? Bu noktada yeni siyasi iktidarın yönünü belirleyecek olanın, Türkiye’nin şu anki ekonomik değerlerinin olduğunu söyleyebilirim.
İsterseniz o değerlere bir göz atalım;
Gelişmekte olan 22 ülkenin ekonomik verilerinin karşılaştırıldığı,
1-Türkiye %10 üzerindeki işsizlik oranı ile İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından işsizliğin en yüksek olduğu ülke,
2-%6 üzerindeki cari açık ile en yüksek cari açığa sahip ülke,
3-%10 üzerinde enflasyon ile Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip ülke,
4-Diğer taraftan Türkiye 17,75 geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranını ile Arjantin, İran ve Venezuela gibi ülkelerin ardından dünyanın en yüksek faizini veren dördüncü ülke,
5-Yine seçim sonrası yaklaşık yüzde 2,60 gerilese de, Türkiye 299 risk primi oranı ile gelişmekte olan ülkeler arasında, Yunanistan ve Arjantin’den sonra en yüksek risk primine sahip ülkedir.
1-Türkiye %10 üzerindeki işsizlik oranı ile İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından işsizliğin en yüksek olduğu ülke,
2-%6 üzerindeki cari açık ile en yüksek cari açığa sahip ülke,
3-%10 üzerinde enflasyon ile Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip ülke,
4-Diğer taraftan Türkiye 17,75 geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranını ile Arjantin, İran ve Venezuela gibi ülkelerin ardından dünyanın en yüksek faizini veren dördüncü ülke,
5-Yine seçim sonrası yaklaşık yüzde 2,60 gerilese de, Türkiye 299 risk primi oranı ile gelişmekte olan ülkeler arasında, Yunanistan ve Arjantin’den sonra en yüksek risk primine sahip ülkedir.
Harici olarak, Türkiye özel sektörün yüksek borçluluk ve döviz
riskine karşın toplam borçlanmanın (reel sektör, hane halkı vs.) GSYH’ye oranı
referans alındığında, gelişmekte olan ülkeler liginde “düşük borçlular” arasındadır.
Sonuç olarak, yukarıdaki verileri referans aldığımızda seçim
sonrası yeni siyasi yönetimin yüksek büyümeden fedakârlık ederek önceliğinin
enflasyon ve cari açık olacağını düşünüyorum. Yine önümüzdeki günlerde
genişlemeci maliye politikasından vazgeçilerek, sıkılaştırmaya dönüş olacaktır.
Bu nedenle özellikle 2. çeyrekten sonra büyümede yavaşlama ile birlikte
piyasalarda daralma söz konusu olabilir.
Unutmadan, piyasalar USD/TL kuru açısından önemli bir veri olan
Haziran Enflasyonunu beklemekte. Haziran enflasyonun beklentilerin üzerinde,
yüzde 15 seviyelerine yükselmesi halinde USD/TL kurunda tekrardan 4,65-4,70
seviyelerini görebiliriz.
Mutlu ve Huzurlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder