Muhasebe Defter Tutmanın Bittiği Yerde Başlar!
Değerli meslektaşlarım, itibar kavramı; güvenilir olma,
saygın olma, değerli, prestijli olma ifadelerinin karşılığıdır. İtibar sözcüğü
kendi içinde güvenilirlik, istikrar, yönetim, ürün ve hizmet kalitesi,
sosyal sorumluluk anlayışı, iletişim becerisi gibi değişik bileşenleri
içerir. Mesleki itibar mesleğin saygınlığının toplum, kurumlar, çalışanlar ve
müşteriler nezdinde nasıl algılandığını gösterir. İtibar kendiliğinden ortaya
çıkan bir sonuç değil, yönetilerek geliştirilebilen bir değerdir. İtibar tüm meslekler
için önem taşır. Toplum nezdinde itibar sahibi olan bireylerin toplumu
yönlendirme ve daha geniş kaynakları harekete geçirme fırsatları olur.
Amerikalı yazar Malcolm Gladwell, “Marka kelimesi yasaklanacak olsa, bunun
yerini alabilecek en iyi kelime ‘itibar’
olurdu” diyor.
Muhasebe dünyanın en eski mesleklerinden biri olduğu gibi
günümüzde de toplumun, devletin ve işletmelerin temel yapılarını oluşturuyor.
Bu kadar önemli bir meslek olmasına rağmen ne yazık ki, Türkiye’de toplum nezdinde hak ettiği itibara
sahip değil. Türkiye Çalışma Yaşamı ve Mesleklerin İtibarı konulu araştırmada
muhasebe mesleği itibar sıralamasında 34. sırada yer alıyor. Dünya genelinde
yapılan benzer araştırmalar sonucunda ise, muhasebe mesleği en saygın meslekler
sıralamasında 7. sırada. Sizce muhasebe mesleği dünyada 7. sıradayken
Türkiye’de neden 34. sırada ve neyi yanlış yapıyoruz? Muhasebe meslek mensupları ile meslek
kuruluşları tarafından düşünülmesi ve cevaplanması gereken bir soru olduğunu
düşünüyorum. Konuya daha farklı bir bakış açısı ile yaklaşırsak, bunu bir ölçek
olarak baz aldığımızda sizce Türmob başarılı mı?
Türkiye’de muhasebe mesleğindeki itibar sorunun nedeni olarak
haksız rekabet, angaryalar, mevzuatın sık değişmesi, bürokratik işlemler ve
kamu kurumları tarafından muhasebe meslek mensuplarının veri giriş elemanı
olarak kullanılması gibi birçok mesleki sorun gösterilebilir. Bir önemli neden
de Türkiye’de defter tutma ile muhasebe bir tutulurken uluslararası
standartlarda defter tutma ve muhasebe arasında ince bir çizgi vardır. Şöyle
ki, “Muhasebe defter tutmanın bittiği
yerde başlıyor.” Fakat Türkiye’de bu iki uygulama birbirine öyle
karıştırılmıştır ki, defter tutan her kişi muhasebeci olarak bilinmekte. 3568 sayılı meslek yasamızda “Defter Tutmak” mali müşavirlerin
görevleri arasındayken, Vergi Usul Kanununa mükerrer 227. maddesi hükümleri
gereğince mali müşavirlerin sorumluluğu beyannamelerin imzalanması ve
imzaladıkları beyannamelerin defter kayıtlarına uygun olmasıdır. Zannedersem
çelişki de buradan başlıyor. Aslında bu
durumu aşağıdaki şekilde iki aşama olarak belirleyebiliriz:
Defter Tutma
|
Muhasebe
|
Geçerli belgelerle
desteklenen tüm mali işlemlerin belirli bir yöntemle kaydedilme işlemine “Defter Tutma” denir.
|
Muhasebe, defter
bakiyeleri yardımıyla finansal tabloların hazırlanması, finansal tabloların
analiz edilmesi, yorumlanması ve ayrıca bu bilgilerin kullanıcılara
iletilmesi görevidir.
|
Defter tutma, tüm
mali sürecin birincil aşamasıdır.
|
Muhasebe tüm
muhasebe sürecinin ikinci veya son aşamasıdır. Bu aşamada, finansal durumu
göstermek, gerekli analiz ve yorumların ardından bilgileri yönetmek ve ilgili
taraflara iletmek amacıyla finansal tablolar hazırlanır.
|
Defter tutma ile
ilgilenen kişi veya kişilere defter tutucular denir.
|
Defter tutma
aşamasından sonra süreci yöneten kşi veya kişilere muhasebeci denir.
|
Defter tutma
işlemleri kaydetmektir. Dolayısıyla bu açıdan teorik bilgi daha önemlidir.
|
Bir muhasebecinin
görevi bilgiyi hazırlamak, sunmak ve iletmektir. Bu nedenle, bu açıdan
uygulama bilgisi daha önemlidir.
|
Mali işlemlerin
kayıt altına alınması, defter tutma işleminin çerçevesini oluşturur.
|
Defter hesaplarının
aritmetik doğruluğunu kanıtlamak için defter hesap bakiyeleri yardımıyla mizanın
hazırlanması, gerekli düzeltmeler dikkate alınarak finansal tabloların
hazırlanması, yorumlanması ve analizi muhasebenin işlevleridir.
|
Defter tutan kişi,
ilgili mevzuat ve disiplinler hakkında bilgi sahibi olması gerekmediği için
yüksek nitelikli olmayabilir.
|
Bir muhasebeci,
muhasebe bilgisinden ayrı olarak profesyonel takdir yetkisine ve mevzuat
bilgisine sahip olmalıdır. Bu nedenle muhasebeciler yönetici ve finansal
danışman statüsündedir.
|
Geleneksel
muhasebe parayla ifade edilen olayları kaydeden, sınıflayan, özetleyen analiz ve yorum yaparak bilgi
kullanıcılarına
sunan bilim dalı olarak tanımlandı. Bu tanım meslek mensuplarını
sadece kayıt yapan ve vergi bilinciyle mesleğini
yürütmeye
çalışan
bir profile dönüştürdü. Uygulamada, defter tutma ve muhasebe
faaliyetleri arasında net bir ayrım
yapmak zor gibi görünüyor.
Fakat gelişen teknoloji bu çizgiyi
belirgin olarak çizmeye başladı bile.
Yakın zamanda, dijital sistemler sayesinde otomatik olarak oluşacak
veriler sonrası muhasebenin kaydetme, sınıflandırma ve özetleme fonksiyonları geçerliliğini
yitirecek. Muhasebe hala rakamlarla ilgili fakat bu sayıları
derlemek, rakamlar hakkında bilgi vermek için
bu rakamları raporlamanın ötesine geçiyoruz.
Sonuç
olarak, Türkiye’deki muhasebe sistemi ve muhasebe mesleği
temel olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın işletmelerden/kurumlardan talep ettiği
bilgilerin sağlanması üzerinedir. Bu durum toplumda muhasebe
meslek mensubuna “defter tutucu” gözüyle bakılmasına ve itibar kaybına
neden olmakta. Yakın zamanda bu bilgilerin teknolojinin gelişmesiyle
beraber dijital sistemler tarafından sağlanacağı gerçeği ise, muhasebe meslek grubunun geleceği
ile ilgili tehlikelere işaret ediyor. Çünkü kamu kurumlarının
ihtiyacı
olan bu bilgi ve beyanlar dijital sistemler tarafından otomatik olarak sağlandığında
muhasebe meslek mensupları ne iş yapacak? Sorusu ortaya çıkıyor.
Geleceğin,
muhasebe mesleğinin defter tutma gibi manüel yönlerini ve bu işi
yapan muhasebecileri ortadan kaldıracağı doğrudur.
Bu nedenle dijital çağda muhasebe mesleğinin
radikal şekilde
gözden
geçirilmesi,
muhasebe tanımının, fonksiyonlarının ve
temel kavramlarının yeniden belirlenmesi zorunlu bir hal aldı.
Makalenin Sözü:
“Her şey, hayal edebileceğimizden daha sade; aynı zaman da düşünebileceğimizden
çok daha içinden çıkılmazdır.” Johann Wolfgang Von Goethe
Yorumlar
Yorum Gönder