İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ HESAPLAMASINDA MUKTEZA ÇELİŞKİSİ DEVAM EDİYOR!

I.GİRİŞ

Sevgili meslektaşlarım, bildiğiniz üzere İndirimli kurumlar vergisi müessesesi 28.02.2009 tarihli (mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan 5838 sayılı Kanun ile mevzuatımıza girmiştir. Bu uygulama ile ilgili yasal düzenleme Kurumlar Vergisi Kanunu’na 32/A maddesinin eklenmesi suretiyle gerçekleştirilmiştir.
İndirimli kurumlar vergisi uygulamasına 16/07/2009 tarih ve 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile başlanılmış olup, daha sonra öncelikle katma değeri yüksek, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla 15/06/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanmıştır. 2009 yılından günümüze kadar indirimli kurumlar vergisi uygulamasında mevzuatta açık şekilde belirtilmemiş birçok konu hakkında mukteza talep edilmiştir. Uygulamada, mevzuatta net ve açık bir şekilde belirtilmemiş ve tereddüde düşülen konular ile ilgili farklı uygulamalar yapıldığı da görülmektedir. Maliye Bakanlığı tarafından  2015 yılı başlarında tereddüde düşülen konularla ilgili açıklamaların yer aldığı 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri taslağı hazırlanmış olmasına rağmen bir türlü yayımlanmamıştır. Nihayet Maliye Bakanlığı tarafından   05/08/2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair 10 Seri No.lu Tebliğ” ile indirimli kurumlar vergisi uygulamasına yönelik tereddüde düşülen konularla ilgili açıklamalarda bulunulmuştur. İlgili tebliğde tevsi yatırımlarda İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden yapılacağı belirtilmişken. Komple yeni yatırımlarda ise indirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden hesaplanacağı net olarak açıklanmamıştır.  

II. İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİNE KONU EDİLECEK KAZANÇ “MALİ KAR MI, YOKSA TİCARİ BİLANÇO KARI MI?”

            19/08/2016 tarih ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun kapsamında mali tablolarında düzeltme işlemi  (Kasa, Ortak Cari, Stok vb.)  yapan firmaların, düzeltmeler nedeniyle yılsonunda “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” kalemlerinde yüksek tutarların yer alacak olması,  İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden yapılacağını daha da önemli hale getirmiştir.  

Konuyla ilgili 21.08.2015 tarihli “İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulamasında Bu Hususa Dikkat!”  başlıklı yazımızda 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde belirtilen kazanç ifadesinde hangi kazancın anlaşılması gerektiği ve  indirimli kurumlar vergisine konu edilecek kazancın “mali kar mı, yoksa ticari bilanço karı mı?” olduğunu değerlendirmiştik. Yazımızda mevzuatta indirimli kurumlar vergisinin uygulanacağı kazancın net olarak belirtilmediğinden dolayı konuyla ilgili Kırşehir Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 11.05.2012 tarih ve B.07.4.DEF.0.40.10.000079 sayılı ve Diyarbakır Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 01.06.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.21.15.01-KV-125[32-2012/33]-12 sayılı vermiş olduğu muktezalar neticesinde söz konusu kazanç ifadesinden ticari bilanço karı, mali karın ticari bilanço karından düşük olması durumunda ise indirimli kurumlar vergisinin mali karın tamamına uygulanması gerektiğini belirtmiştik.

Ancak Gelir İdaresi Başkanlığının aksi yönde de vermiş olduğu muktezalar da mevcuttur.  İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 24.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 32/A-738 sayılı ve Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 14.05.2013 tarih ve 38418978-125[32/A-12/1]-446 sayılı vermiş olduğu muktezalarda  “…………Öte yandan, beyannamede indirimli kurumlar vergisi; yukarıda açıklandığı şekilde tespit edilen kazanç tutarını aşmamak koşuluyla beyannamede ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan safi kazanca uygulanabilecektir.” Açıklamasına yer verilerek  “İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasında mali karın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.”
           
            İdare tarafından farklı görüşler verilerek bir türlü netleştirilemeyen bu konu, 05/08/2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair 10 Seri No.lu Tebliğ ile netleştirildiğini düşünürken ilgili tebliğde sadece tevsi yatırımlarda İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden yapılacağı belirtilmiştir.  Tebliğin 32.2.8 Tevsi Yatırımlarda indirimli Kurumlar Vergisi Oranı Uygulaması başlıklı bölümü içinde yer alan;
“Tevsi yatırımlardan elde edilen kazancın ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilememesi durumunda indirimli kurumlar vergisine konu edilecek kazanç, tevsi yatırım tutarının toplam sabit kıymet tutarına bölünmesi suretiyle bulunacak oranın kurumun ticari bilanço kârı ile çarpılması suretiyle hesaplanacaktır. Ancak, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın, kurumlar vergisi matrahını aşamayacağı tabiidir.” Şeklinde açıklama ile konu açıklığa kavuşmuştur. Bu açıklamaya istinaden tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi ticari bilanço karı ile kurumlar vergisi matrahından daha düşük olan üzerinden hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen komple yeni yatırımlarda hangi kazanç üzerinden indirimli kurumlar vergisi hesaplanması gerektiği net olarak açıklanmamıştır.

III. İDARENİN FARKLI TARİHLERDE VERMİŞ OLDUĞU FARKLI GÖRÜŞLER NETİCESİNDE İŞLEM YAPAN FİRMALARIN DURUMU

27 Mart 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 425 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile  muktezalar sadece talep eden firmayı değil tüm mükellefler için bağlayıcı hukuki metinler olduğu kesinleşmiştir.
  Yine Vergi Usul Kanun’un 369. Maddesine istinaden  “Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirkülerin yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacağı ‘’ vurgulanmıştır. İlgili madde hükmünce firmaların tevsi yatırımları için İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden yapılması gerektiği hususunda almış oldukları muktezalar 05/08/2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel 10 Seri No.lu Tebliğinin yayımlanmış olduğu tarihe kadar geçerli olup, tebliğin yayımlandığı tarih itibariyle tebliğ hükümleri geçerlidir. Peki, tebliğ tarihine kadar idarenin farklı tarihlerde vermiş olduğu farkları görüşlere ait muktezaların hangisi geçerlidir: 2013 yılı içinde yayınlanan 425 sıra No.lu VUK Genel Tebliği’nde; ‘’rapor değerlendirme komisyonunun dikkate alacağı özelgenin ilgili konuda Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş en güncel özelge olması gerektiği tabiidir.’’ şeklindeki ifadeye istinaden uygulama en son verilen muktezaya göre işlem yapılmalıdır. Ancak verilen her bir muktezadan mükellefin haberdar olması ve ona istinaden işlem yapması bizce soru işaretidir.

IV. SONUÇ
            6736 sayılı Kanun kapsamında firmaların mali tablolarında yapmış olduğu düzeltmeler neticesinde “İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden yapılacak olması” daha da önemli hale gelmiştir. İndirimli Kurumlar Vergisinin uygulanacağı kazanç ifadesinin ticari bilanço karı mı, yoksa mali kar mı?  olduğu konusunda  İdare tarafından farklı tarihlerde verilmiş olan çeşitli muktezalar ile açıklanmaya çalışılsa da mükellefin durumuna göre farklı görüşler açıklanmıştır. 05/08/2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair 10 Seri No.lu Tebliğ’inin 32.2.8 Tevsi Yatırımlarda indirimli Kurumlar Vergisi Oranı Uygulaması başlıklı bölümde tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisinin ticari bilanço karı ile kurumlar vergisi matrahından daha düşük olan üzerinden hesaplanması” gerektiği belirtilmiştir. Tebliğin yayımlandığı tarih itibariyle tevsi yatırımlar için firmalar işlemlerini bu tebliğ hükümleri kapsamında yapmalıdırlar. Ancak komple yeni yatırımlar için indirimli kurumlar vergisi hesaplamasının hangi kazanç üzerinden yapılacağı halen netleşmemiştir. Bu yönde bir düzenleme yapılması halinde uygulamada yaşanan tereddütlerin ortadan kalkacağı düşüncesindeyiz.
 

Makalenin Sözü; “Umut karın doyurmaz; ama insanı ayakta tutar.” Gabriel Garcia Marquez 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bağımsız Denetçilik Sınavı ve Stajı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

GENEL KURUL’A HANGİ FİNANSAL TABLOLAR SUNULACAK?

Oldu da bitti maşallah, nazar değmez inşallah!

Dijital Çağda Muhasebe Mesleğinin Yeniden Tasarımı: Mali Mühendislik-Accounting Engineering

Mali Müşavirlik Mesleğinin Geleceği Tehlikede Mi?

Meslektaşın Yeni Çilesi; BERAT

BAĞIMSIZ DENETÇİNİN BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKE ALTINDA

VERGİ USUL KANUNU MU GÜÇLÜ YOKSA TÜRK TİCARET KANUNU MU?

TÜRKİYE EKONOMİSİ MALİ AFLARA BAĞIMLI MI?