Usulsüzlük Cezalarından Bir İyi Bir Kötü Haber!

Değerli meslektaşlarım, 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Resmî Gazete’nin 27.Mart.2018 tarihli mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kamuoyu tarafından “torba yasa” olarak bilinen kanun kapsamında; diplomatik pasaportlardan motorlu taşıtlara, sporcu ücretlerinden yeni istihdam teşviklerine, nişasta kökenli şeker kotasından madenci yakınlarının istihdamına kadar toplumun hemen her kesimini yakından ilgilendiren birçok konuda düzenleme yapıldı. İlerleyen günlerde ilgili kanun kapsamında düzenleme yapılan ve muhasebe camiası adına önemli sayılan konulara makalelerimde yer vermeyi düşünüyorum. Bu yazımda ise, yine ilgili kanunun 14 ve 15’ inci maddeleri uyarınca “Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında”  yapılan düzenlemeleri değerlendireceğim.

I.                      Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezaları Nedir?

213 sayılı Vergi Usul Kanununda usulsüzlüğün tanımı: “Vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesi” şeklinde yapılmıştır. Usulsüzlük cezaları ise, vergi kanunlarında belirtilen şekil ve usule ilişkin hükümlere uyulmaması halinde düzenlenir. Usulsüzlük cezaları genel usulsüzlük cezaları ve özel usulsüzlük cezaları olmak üzere ikiye ayrılır. Genel usulsüzlük suçları ve cezaları, V.U.K.’ un 352. maddesinde düzenlenmiş olup, I. ve II. derece usulsüzlük şeklinde iki dereceye ayrılmıştır.  Harici olarak ilgili kanun maddesinde bu fiillerden re ‘sen takdiri gerektirenlere iki kat ceza uygulanması gerektiği belirtilmiştir.  
Özel usulsüzlük suçları ve cezaları ise, V.U.K.’ un 353, 355 ve Mükerrer 355’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Özel usulsüzlük cezaları genel olarak belge düzenine uyulmaması, fatura, fiş gibi belgelerin verilmemesi veya alınmaması ve bunlara ek olarak diğer bazı fiiller ile ilgili olup, cezalar bakımından genel usulsüzlüğe oranla daha ağır cezalar öngörülmüştür.
Mükellefler kendilerine tebliğ edilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için dava açma, uzlaşma, düzeltme ve ceza indirimi talep etme hakkına sahiptirler. Harici olarak usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşma konusuna girmesine rağmen, tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına girmemekteydi.  Bu durumun,  mükellefler arasında eşitsizliğe neden olduğu iddia edilerek sık sık eleştirilmekteydi.

II.                   7103 Sayılı Kanun Kapsamında Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezalarında Yapılan Düzenlemeler

Resmî Gazete’nin 27.Mart.2018 tarihli mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda,  usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ile ilgili mükellefleri yakından ilgilendiren iki önemli düzenleme yapıldı. Makalenin başlığından  da anlaşılacağı üzere,  mükellefler açısından bu düzenlemelerin biri iyi  diğeri ise kötü haber.  İyi haber, ilgili kanun 14. Maddesi hükümleri gereği “213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “üçte biri” ibaresi “yarısı” şeklinde değiştirilmiştir.” Daha açıklayıcı bir ifade ile kendilerine tebliğ edilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için yargı yoluna gitmeyen ve tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde bağlı bulundukları vergi dairesi müdürlüğüne başvuran mükellefler için yapılan üçte bir indirim yerine %50 yani yarısı şeklinde indirim yapılacaktır.
Örneğin; Vergi ve harç beyannamelerini süresinde vermemiş olan bir sermaye şirketi yasa yürürlüğe girmeden önce 213 sayılı VUK’ un 376’ ncı maddesi hükümlerinden faydalanarak usulsüzlük cezasını ödemek istediğinde “98,67 Türk Lirası “ ödemesi gerekirken, yasanın yürürlük tarihi itibariyle “74,00 Türk Lirası” ödeyecektir.  Bu düzenleme mükelleflerin lehine bir düzenleme olup, kamuoyu tarafından olumlu karşılanmıştır.  
Diğer taraftan kötü haber ise, ilgili kanun 15. maddesi hükümleri gereği, “213 sayılı Kanunun ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “vergilerle kesilecek cezalarda” ibaresi “vergiler ile bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalarında” şeklinde değiştirilmiştir. Daha açıklayıcı bir ifade ile ilgili yasanın yürürlük tarihi itibariyle usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile birlikte vergi incelemesine dayanılarak düzenlenecek olan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına uzlaşma yolu kapanmış oldu. Böylelikle mükellefler açısından kendilerine tebliğ edilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için “dava açma” ve “İndirim talep etme” şeklinde seçebilecekleri iki yöntem kaldı. Birinci yöntem düzenlenecek olan vergi cezalarına karşı yargı yoluna başvurma, ikinci yöntem ise, 213 sayılı Kanunun 376’ncı maddesinin hükümlerinden faydalanarak indirim talebinde bulunmadır.
Konuyu özetlemek gerekirse: İlgili düzenleme ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları VUK’ un 376’ ncı maddesi hükümlerinden faydalanarak ödenmesi halinde yasanın yürürlük tarihi itibariyle indirim oranı “üçte bir” yerine “yarısı” şeklinde uygulanacaktır. Yine aynı kanun kapsamında usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına uzlaşma yolu kapanmış olup, kanunun yürürlük tarihi itibariyle mükellefler kendilerine tebliğ edilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için “dava açma” ve “İndirim talep etme” yöntemlerinden birini seçebileceklerdir.

III.                Sonuç

Sonuç olarak, yapılan düzenleme ile birlikte usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma taleplerindeki farklı uygulamanın giderilmesi amaçlanmıştır. Ancak vergi incelemesine dayanarak tarh edilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için uzlaşma komisyonu tarafından önemli indirimler (%80 yakın) yapılmaktaydı. Bu durum  Gelir İdaresi Başkanlığı ile mükellef arasındaki uyuşmazlıkların yargı organlarına intikal etmeden çözümlenmesine neden olmaktaydı.  Bu düzenleme ile birlikte vergi incelemesi sonrası düzenlenecek olan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için yargı yoluna başvuran mükellef sayısında ciddi bir artış olacağı düşüncesindeyim. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma aşamasında farklı uygulamaların giderilmesi amacıyla yapılan bu düzenleme yerine, usulsüzlük cezalarının tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına alınması yönünde bir düzenleme yapılması durumunda, usulsüzlük cezalarının büyük bir kısmında  yargı organları  meşgul edilmeden idare ile mükellef arasında anlaşma yoluna gidilmesi sağlanarak,  uzlaşma müessesenin de  etkinliğinin artırılacağı  kanaatindeyim.  
Makalenin sözü: “Eğer bir amaç uğruna ayakta değilsen, her darbe seni yere serebilir.” Malcolm X

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bağımsız Denetçilik Sınavı ve Stajı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

GENEL KURUL’A HANGİ FİNANSAL TABLOLAR SUNULACAK?

Oldu da bitti maşallah, nazar değmez inşallah!

Dijital Çağda Muhasebe Mesleğinin Yeniden Tasarımı: Mali Mühendislik-Accounting Engineering

Mali Müşavirlik Mesleğinin Geleceği Tehlikede Mi?

Meslektaşın Yeni Çilesi; BERAT

BAĞIMSIZ DENETÇİNİN BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKE ALTINDA

VERGİ USUL KANUNU MU GÜÇLÜ YOKSA TÜRK TİCARET KANUNU MU?

TÜRKİYE EKONOMİSİ MALİ AFLARA BAĞIMLI MI?